10 Haziran 2019 Pazartesi

Yine Yeni Yeniden

Yazmayalı okadar uzun zaman olmuş ki! Bugün bir girip bakmak istedim neler yapmışım diye, okurken kendimi alamadım o günleri tekrar yaşadım ve ne kadar güzel bir şey yapıyormuşum neden bıraktım ki diye düşündüm. Yine yazmaya karar verdim.

Mehmetim için minik bir el kitabım da var ona notlarımı ve bazı anlarımı yazıyorum. El yazısı ile hatıralar bırakmak hoşuma gidiyor. Sanal ortam biraz soğuk geliyordu ki kelimelerin anlamlarının değişmediği gerçeğini anlayınca sıcacık geldi bana buralar.

Mehmet 3,5 yaşında 

Threenager'ım benim. Küçük dostum. Yol arkadaşım. Ruhumu okuyanım. O kadar keyif alıyorum ki paylaşımlarımızdan anlatamam. Büyüdükçe dillendikçe kendi fikirleri yorumları oluştukça bambaşka oluyor her şey. Bazen bir yerlerde otururken arkadaşımla vakit geçiriyormuşum gibi hissediyorum. Hareketlerini, konuşmalarını gözlemlemek bana iyi geliyor. Mehmet yokken başka çocukların kendi aralarındaki dialogları oyunları oynayış tarzları hep seyirlikti benim için. Bizlere öğretmen olan onlar, onlardan kazanacağımız çok şey var. Masumlar, dürüstler, netler, ne istediklerini biliyorlar tabi biz onları değiştirmediğimiz sürece.

Genel Anlayış

Konu çocuklara gelince bende akan sular duruyor. Tüm çocuklar huzurlu mutlu güzelliklerle yaşasın istiyorum. Kötü muamele görenleri, savaş ortamında olanları saymıyorum bile. Tam bir insanlık utancı. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Çocuğumuza nasıl davranıyoruz farkında mıyız acaba? 

Bir ortama girdiğimde gözüm hep çocouklu ailelere takılır. Çocuğun duygu durumuna bakarım. Annenin babanın davranışlarına bakarım. Çocuğu problem olarak gören anlayış okadar yaygın ki. Beni çok rahatsız ediyor. Toplum içinde çocuğu azarlamalar, isteklerini yaptırmak için sürekli tehditler. " Uslu durmazsan sana dondurma almam" , "Otur yerine bir durmadın bi daha seni buraya getirmeyeceğim". Çocuğuna tesir edemeyince korkusunu tehdit unsuru yapanlar.  "Şunu yapmazsan hastalanırsın doktor sana iğne yapar" Çocuğun anlamadığını düşünüp yalanla çocuğu kandırmaya çalışmalar. "Yok oyuncaklar bitmiş bunları satmıyorlarmış" 

Çocuklar bunları anlamıyor diye düşünmek okadar saçma ki. Çayı döktüğü için gerizekalı diye çocuğunu toplum içinde azalayan aile o lafı kendine ediyor aslında. Adı üstünde ÇOCUK, döker de saçar da, koşar da,oynar da. Sana uymasını bekleyemezsin. Sen çocuğuna uyacaksın. Yetişkinler için olan bir ortama çocuğu getirip yapma etme demek çok komik oluyor. 

Geçen gün parkta çimlerde kedicilik oynayan Mehmet'e ama yerlede gezilmez diyen bir bakıcı gördüm. Gerçekten inanamıyorum çocukların bu denli engellenmelerine, aşağılanmalarına, komut alması gereken robotlar gibi olmalarının beklenmesine. Nasıl yetiştirildiysek o şekilde davranıyoruz ne yazık ki. Biz şimdi çocuğumuza ne verirsek o da o olacak. Geleceğimizi yetiştiriyoruz. Farkındalık toplumda artmış olsa da en bilinçli aileler bile kontrolü kaçırabiliyor. Mehmet için ne kadar ince düşünsem, doğru yaklaşmaya çalışam da çaresiz kaldığım istemediğim gibi davrandığım zamanlarım olmuyor mu sanki. 

Aile kurma konusunda bir anne hamile kaldığından itibaren pedagojik eğitim almalı ve her ailenin bir psikolojik danışmanı olmalı.